İSTİKLAL MARŞI'NIN KABULÜ

İSTİKLAL MARŞI'NIN KABULÜ

Türkiye'de ilk defa bir milli marş yazılması teşebbüsü, 1920'de Genel Kurmay Başkanı İsmet İnönü tarafından yapıldı. Maarif Vekili Dr. Rıza Nur'u ziyaret eden İsmet İnönü, Milli heyecanı koruyacak, milli azim ve imanı besleyecek, zinde tutacak bir marşın yazılmasını, ordu adına teklif etti. Yarışma Maarif Vekâletinin genelgesiyle okullara duyuruldu ve basın yoluyla da "Türk şairlerinin nazarı dikkatine" sunuldu.

Yarışmaya 724 parça şiir katıldı. Fakat hiçbirisi milli marş olmaya layık görülmedi. Böyle bir marşın ancak Mehmet Akif tarafından yazılabileceği ve para meselesinden dolayı yarışmaya katılmadığı da ağızlarda dolaşıyordu. Hasan Basri Bey, para meselesinin kaldırıldığını söyleyerek, Akif'in yarışmaya katılmasını sağladı. Mehmet Akif'in şiiriyle birlikte üç parça, orduya gönderilerek, asker üzerinde tesiri en fazla olan eserin tespit edilmesi istendi. Cevap olarak Mehmet Akif'in şiirinin beğenildiği bildirildi.

Maarif Vekâleti tarafından gönderilen İstiklal Marşı teklifi gündeme alındı. Başkanvekili Hasan Fehmi Efe'nin başkanlığındaki toplantıda ele alınan marşın tab ve tevziine karar verildi.

Marş, Hamdullah Suphi tarafından Meclis'te okundu. Büyük bir coşkuyla dinlenen marş, sık sık alkışlarla kesildi. Marşın kabul edilmesi, 12 Mart 1921 tarihindeki toplantının öğleden sonraki oturumunda ele alındı.

Akif'in marşının oya sunulması kararlaştırıldı ve "Oy birliği ile kabul edildi." Marş teklif üzerine en son ayakta dinlendi. Kahraman orduya ithaf edilen marş, İstiklal Marşı olarak kabul edildi. Akif "Onu milletime ve kahraman ordumuza hediye ettim. Zaten o milletin eseridir, milletin malıdır. Ben yalnız gördüğümü yazdım" dedi ve bu marşı Safahat'a almadı.

İstiklal Marşımızın 101 yılı kutlamaları kapsamında okulumuz da birçok etkinlikler yapıldı. Yapılan bu etkinliklerde, İstiklal Savaşımızı eşsiz mısralarıyla ölümsüzleştiren fikir, edebiyat ve dava adamı Mehmet Akif Ersoy bir kez daha anıldı. Millî ruhun canlanıp bağımsızlık tutkusuna dönüşmesinde Milli Şairimizin derin duygular barındıran mısralarının büyük katkısı olmuştur.

 

Toprakta gezen gölgeme toprak çekilince,

Günler şu heyulayı da er, geç silecektir.

Rahmetle anılmak, ebediyet budur amma,

Sessiz yaşadım, kim beni, nerden bilecektir?

 

Mısralarında belirttiği gibi, sessiz yaşasa da;

Asımın nesli olan bizler, O'nu hiçbir zaman unutmayacağız.

 

15.03.2022 589

15-03-202215-03-202215-03-202215-03-202215-03-202215-03-202215-03-202215-03-202215-03-2022